
Eşim elektronik mühendisi olduğu ve genellikle makina üreticileri ile çalıştığı için her türlü elektronik ve mekanik sistem tasarımı ilgisini çeker. Uzun bir süredir de alternatif ve geri dönüşebilen enerji sistemleri konusunda araştırmalar yapıyor. Geçtiğimiz hafta CNR Fuar Merkezinde bu konuda bir fuar olduğunu duyunca biz de pazar günü bu fuarı gezmeye karar verdik.
Bu konu beni son kullanıcı olarak sadece konfor anlamında ilgilendiriyor diye düşünüyordum. İstanbul'da doğalgaz ve kombili bir evde yaşayan bendeniz için herşey çok basitti: Evim yaz ya da kış hep beni mutlu edecek sıcaklıkta olsun ve tabi bu iş mümkün olduğu kadar ekonomik olsun. Böyle söyleyince herşey çok basit görünüyor ama fuardan sonra hiç de öyle olmadığını ve eşimin bu işi neden bu kadar çok incelediğini anladım.
Öncelikle evimiz müstakil yani ne kadar iyi izole edersek edelim bir apartman dairesine göre çok daha fazla ısı kaybetme potansiyeline sahip. İkinci olarak da İzmir'de doğalgaz yok. Bu durumda evimizi ısıtmak ve soğutmak için mevcut alternatifler aşağıdaki gibi:
- Kömür
- Mazot
- LPG
- Elektrikli Kombi
- Görünmez Isıtıcı (bundan çok etkilendim aslında :)
- Gazlı Güneş Panelleri
- Isı Pompası
- Klima
Bu alternatiflerin bizim gördüğümüz avantaj ve dezavantajlarını bildiklerim dahilinde bu tabloda topladım. Bu notları araştırmalarımız devam ettikçe güncelleyeceğim.
İzmir gibi bölgelerin doğadan enerji elde etmek konusunda çok ciddi avantajları var. Hava, güneş ve rüzgar çok önemli kaynaklar sağlıyor. Biz de bu doğal enerjileri olabildiğince kullanmayı hedefliyoruz. Bu yüzden de tabloda göreceğiniz ısı pompası ve gazlı paneller çözümleri en çok kafamıza yatanlardan. Zaten temelde ikisi de ısı pompası. Sadece ısı elde ettikleri kaynaklar farklı.

Isı pompası da aslında çok eski bir teknoloji ama zamanla doğalgaz ve petrolun ucuzlaması ile cazibesini yitirmiş, şimdi yine aynı kaynakların pahalanması ile gündemdeki yerini almaya başlamış. Temel olarak dışarıdan enerji verilmesi ile (yani elektrik) düşük sıcaklıktaki ısı kaynağından aldığı ısıyı yüksek sıcaklıktaki ortama veren bir makine olarak tanımlanıyor. Bu tanımdaki düşük sıcaklıktaki ısı kaynağı hava, su, toprak, atık gazlar vs olabiliyor. Yani hali hazırda var olan ısı kaynaklarını kullanıp, azıcaık da elektrik takviyesi ile hem ısıtma hem de soğutma yapabilecek bir sistem sunması.
Biz daha önce de bu sistemleri araştırmış ve Avrupa da çok yaygın kullanılan bir teknoloji olduğunu öğrenmiştik. Ancak Türkiye' de henüz bir üretim ya da talep olmadığı için bu firmalar da Avrupa firmalarıydı. Bu firmalar biz hep toprak ve su kaynaklı sistemlere yönlendirdi. Ancak araştırınca öğrendik ki İzmir ve daha güneyi için (yani kışın -5 derecenin altına düşmeyen yerler için) hava kaynaklı ısı pompaları fazla fazla yetiyormuş. Toprak ve su kaynaklı olan sistemlerin ilk yatırım maliyeti daha yüksek oluyor doğal olarak ama bizim durumumuzda buna gerek olmayacağını öğrendiğimize çok sevindik.
Fuarda İzmir'den bir firma ile görüştük. Bu gidişimizde eğer zaman ayırabilirsek bize Urla' da yaptıkları bir uygulamayı gösterecekler ve bizim ev için de bir keşif yapıp teklif verecekler.
Şimdilik bu kadar, haftaya yeni gelişmelerde dönmeyi umuyorum.
* Fotoğraflar:
1- www.technifix.com
2- Isıtma modunda bir Isı Pompası diagramı - www.geo4va.vt.edu
3- Dekoratif Radyatörler - www.dekorpan.com