7 Ekim 2008 Salı

Dişi Kuş Bayram Tatilinde - 1



En son yazımda ilettiğim şekilde bayram tatilimizi İzmir'de, evimizle ve bahçemizle uğraşarak geçirdik. Ancak bayram boyunca yaptıklarımızı ikinci yazıma bırakıp önce ağaç ve bitkilerimizin son gördüğümden beri nasıl değiştiklerini sizinle paylaşmak istiyorum. Aşağıya ilk dikildikleri zaman çektiğim fotoğraflarla bu gidişimde çektiklerimi "öncesi-sonrası" şeklinde birleştirdiğim birkaç foto iliştiriyorum.Umarım size de biraz fikir verir.

Arizonikalar:



Ektiğimiz 60 adet arizonikadan sadece 2 tane fire vermişiz. Kalanları gayet güzel tutmuş ve bayağı da serpilmiş durumdalar.

Zakkumlar :



Sarı (alaca) zakkumlarımızı bize veren fidancı amcaya ilk görüşümde kocaman bir teşekkür edeceğim. Zira ilk resimde görüleceği üzere başta oldukça zayıf ve yıpranmışlardı. Hatta mayıs başında yazdığım bir yazıda söylediğim gibi bu solmuş halleri uzun süre devam edince onları tutmadı sanmış ve fire hanemize yazmıştık :)
Fakat ilk şoku atlatan zakkumlarımız sulama sorununun da aşılması ile toparlanıp serpilmişler hatta çiçeklerini bile açmışlar. Gittiğimde dipten gelen yeni sürgünlerin kuvvetlenmesi için ilk resimde görünen eski ve uzun dallarını budadım. İkinci foto budamadan sonra. Budadığım dallardan da çelik yaptım ve birazını komşuma hediye edip kalanını da bir saksıya ektim bakalım tutacak mı?

Çamlar :



Ekilen top çamlarımızdan sadece 1 tanesi kurumuş. Kalan tüm çamlar gayet iyi durumda yeşil yeşil, top top, şirin şirin büyüyorlar. Kuruyanın yerine de saksıda kalan ve henüz dikmediğimiz 1-2 tane çamdan birini ekiverdik hemen.

Zeytinler :



Bunlar da 2 adet aldığımız yetişkin zeytinlerden birinin fotoğrafı. Diğerinin çevresi inşaat atıklarıyla pek dolu olduğu için onu çekemedim. Ama onlar da tutmuş ve keyifleri yerinde.

Diğerleri :

Zeytinin arkasından görünen leylandiler ise bahçemizde yaşanan sulama problemleri ve biraz da büyük ekildikleri için en çok fire veren ağaçlarımız oldu. 150 adetin 50 tanesi maalesef kurumuş.

Meyve ve zeytin fidanlarından (Toplam 66 Adet) ise 2 adet zeytin, 1 erik ve 1 elma kurumuş. Kalanlar özellikle de narenciyeler oldukça iyi durumda, büyümüşler gelişmişler. Zeytinlerimizden bazıları ilk mahsüllerini (1 kilo kadar) bile vermişler. Daha da çok olabilirmiş ama bir tür böcek çoğu filizleri yemiş. Seneye ilaçlamayı ihmal etmemek gerekecek demek ki.

Başka neler yaptık bahçe için bir düşüneyim.

Nisanda ağaçları dikerken tüm araziyi sürdürüp kazdığımız için görünürde pek ot kalmamıştı ama tabi gübreyi yiyen ve toprağı havalananmış bulan tüm otlar çıldırmış. Ağaçların diplerini saran tüm otları ve dikenleri söktük. (Ot derken aralarında radika, şevketi bostan ve kapari gibi faydalı türlerinde olduğunu ekleyeyim. İlerde bu otları söktükten sonra afiyetle de yemeyi planlıyorum :))

Büyük ağaçlardan bazılarını gerdiğimiz ipler gevşemiş ya da kopmuş, onları sağlamladık.

Tüm ağaçların dibine kök geliştirici özel bir madde serptik -şu anda adını hatırlayamadım ama kışa girerken destek olması için tavsiye ettiler.

Damlama sulama borularını ve çeşmelerini kontrol ettik, sorun olanları düzenledik.

Bi de bahçeyi sulayan arkadaşın ektiği kavunlar olmuştu onları yedik :)

En son olarak da bahçe kapımızın babaları dikildi. Hani daha önce bir yazıda yamuk yumuk bir ferforje kapı göstermiştim ya. İşte o kapının bir benzerini eşim İstanbul'da yaptırıyor. Bir daha ki gidişimize onu da taktıracağız. Onun için kapının yerini belirleyip babaları ve zemin betonunun falan yaptırma işine
başladık. Onun da fotosu aşağıda.



Bahçe bu kadar, evdeki gelişmeler için, arkası yarın...

Hiç yorum yok:

 
Clicky Web Analytics