6 Kasım 2008 Perşembe

Dişi Kuş Pamukkale'den bildiriyor.




Herkese merhaba,

26 Ekim'den beri İzmir'deyiz. Daha doğrusu İzmir'deydik. 3 gündür kısa bir ara verip eşimin bir işi için Denizli'ye geçtik. Eşim işleriyle koştururken ben de Pamukkale'de kısa bir tatil yapıyorum. Şu anda da Karahayıt'ta (Pamukkale'ye 5 km, otelimizin bulunduğu belde) bir internet kafeden yazıyorum. Yarın tekrar İzmir'e döneceğiz ve haftaya Salı'da İstanbul'a.

Bu sürede olan gelişmeleri uzun uzun yazacağım elbet ama blogu da uzun süre habersiz bırakmayayım diye kısa bir özet geçmek istedim.

İzmir'e bu gidişimizde kuzenim, eşi, annem ve babam da bizimleydi. Daha önce yazmış mıydım bilemiyorum ama biz arsaları aldıktan kısa bir süre sonra hemen arkamızdaki taş evlerden birini de kuzenim ve eşi satın almıştı. Bizim gidişimizi ve 29 Ekim tatilini de fırsat bilerek onlar da bahçeleri ile ilgilenmek için bizimle gelmeye karar verdi. Kuzenlerin dönüşüne (29 Ekim) kadar olan ilk günler daha çok bizim ve onların bahçeleri ile ilgilenmek ile geçti. Annnemler de yanımızdayken hem bizim hem de kuzenlerin bahçeleri bürümüş otları yolduk, yaktık. Bizim kuruyan ağaçlarımızın yerine ağaç aldık onları ektik, sulamalara ekler yapıldı, meyve ağaçlarımız böceklenmiş onlar ilaçlandı. İki bahçeyi de bayağı elden geçirdik. Hatta kuzenlerin bahçeyi de ağaçlandıracktık ama hem zamanın darlığından hem de şu anda toprak çok kuru olduğu için biraz daha yağışları beklemenin iyi olacağını düşünerek bundan vazgeçtik. Sanırım kurban bayramında bir toplu ziyaret daha yapıp bu sefer onların bahçeyi de şenlendireceğiz.

Biz bahçe işleri ile ilgilenirken ustalar da sıvaların kazınması işlerini bitirmişler, evin çevresindeki istinat duvarının boyundaki boşlukları da alta evden çıkan molozlar üste toprak olacak şekilde doldurup düzenlemişlerdi. Evimizin pencerelerinin alt ve üst kenarları da düzeltilmiş ve sıvanmıştı. Boş anlarımızda Evin derzleri için renk ve şekil denemeleri yaptık ve istediğimizin ne olduğuna karar verince ustalar derz yapımına başladılar. Derz işi tam hız giderken babamın başından beri söylediği evin tabanındaki zemin betonunun sağlamlığı ile ilgili bir test yapmaya karar verdik. Çünkü asma katı ayaklar üzerinde bu betona oturtacaktık ve hiç birimiz evin zemininin nasıl yapıldığı hakkında bir fikri yoktu. Bir kenarından betonu kırıp bakalım dedik. Bir de ne görelim betonun altı kötü bir dolgu, betonda çok ince ve zayıf. Hızlı bir karar ile mevcut zeminin altındaki 40 cm kadar kazıp dolguyu boşaltıp yalıtım da yaparak yeni bir zemin oluşturmaya karar verdik. Ustalar 3 gün zemini kırıp evin içini boşaltmakla geçirdi. Dün ve bugün zeminin en altındaki blokaj taş döşemesi ve üstüne örülecek demirler bitmiş olacak. Yarın da biz dönüp betonu döktüreceğiz. Böylece yeni zeminin kaba katmanı hazır olacak. Bunun üzerine gerekli izolasyonlar yapılıp tesisatlar da döşendikten sonra final şapı atılacak ve zeminimiz hazır hale gelecek.

Bu çalışmalara paralel olarak bir kaç konuda da araştırma yaptık. Pencerelerimiz için ilk başta ahşap görünümlü PVC düşünüyorduk hatta bir firmadan uygun fiyatlı teklif almış nerdeyse karar vermiştik. Ancak son araştırmalarımızda bir de ahşap görünümlü alüminyum doğrama alternatifi çıktı ortaya. Alüminyum deyince hepinizin yüüznüzü ekşittiğini görür gibi oldum :). Bu bildiğiniz o adi alüminyumlardan değil. İzolasyonu PVC'den çok daha iyi ve PVC'den daha dayanıklı bir çeşit doğrama bu. Lüks otellerde falan dış cephelerdeki büyük camlarda falan kullanılanlardan. PVC'den yaklaşık %50 daha pahalı ama doğrusu aklımıza yattı. Hala son kararımızı vermedik ama dönmeden siparişi vermek istiyoruz bu yüzden herhalde bir sonraki yazıda son kararı sizlerle paylaşabilirim.

Bir diğer konu da pencerelerimizin kenarları taş olduğu için ve yüzey tam düz olmadığı için doğramalarda sorun yaşama olasılığımız vardı. Benim zihni sinir eşim buna da bir çözüm buldu. İstanbul'dan getirdiği bir alet ile taşların doğrama girecek kadarını traşlayıp düz bir yüzey elde edebileceğimizi düşünüyordu. bir deneme yaparak gerçekten de aradığımız sonucu bu alet ile alabileceğimizi gördük. Ancak ince bir iş olduğu için ustaların başında olmadan bunu yapmalarını istemedik. Döndüğümüzde beton kuruken yapılacak iş listesinin başında bu konu olacak.

Kısa kısa dedim ama yazdıkça yazılıyor :) Daha yazacak çok şey var ama şimdilik burda kesiyorum. Döner dönmez çektiğim fotoğraflarla beraber uzuun bir yazı yazacağım, söz.

Haftaya görüşmek üzere...

1 yorum:

ssbb dedi ki...

of of of!

 
Clicky Web Analytics